DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
İnsan ve hayvanlarda organların ve sistemlerin uyumlu çalışmasını düzenleyen iki sistem vardır. Bunlardan biri sinir sistemi, diğeri hormonal (endokrin) sistemdir.
*Tek başına veya hormon sistemiyle birlikte çalışan sinir sisteminin diğer organ ve sistemlerin çalışmasına etkisi çok hızlı olup kısa sürelidir.
*Hormonal sistemin etkisi ise yavaş ve uzun sürelidir.
SİNİR SİSTEMİ
İç ve dış ortamdan gelen uyartıları alan, değerlendiren, iç organlarımızın çalışmasını sağlayan, uyartıları cevaplandıran sisteme sinir sistemi denir.
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ
Merkezi sinir sisteminin görevi, vücuttaki bütün yaşamsal olayları yönetmektir.
*BEYİN:
İki yarım küreden oluşan beyin, kafatası içine yerleşmiştir. Beynin üzeri girintili ve çıkıntılı bir yapıya sahiptir. Girinti ve çıkıntılar beyin yüzeyini genişletir. Böylece daha çok sinir hücresi yayılabilir.
Beyin, dıştan içe doğru üç katlı zar ile örtülüdür. Bunlar, sert zar, örümceksi zar ve ince zar olarak adlandırılırlar. Sert zar koruyucudur. İnce zar kan damarı bakımından zengin olup beyni besler. Örümceksi zar ile ince zar arsında sıvı vardır. Bu sıvı beyni sarsıntılardan ve darbelerden korur.
Beyin yarım küreleri enine kesilirse dış kısmın boz renkli, iç kısmın ak renkli olduğu görülür. Boz renkli dış kısımda milyonlarca sinir hücresinin gövdeleri bir araya toplanmıştır. Bu dokuya boz madde denir. Boz maddenin altındaki bölüm sinir hücrelerinin gövdelerinden çıkan aksonlardan oluşmuştur. Bu dokuya ak madde denir. Beyin yarım kürelerini birbirine bağlayan, ak maddeden yapılmış iki köprü bulunur. Bunlardan üsttekine nasırlı cisim, alttakine beyin üçgeni denir.
Görev ve İşlevleri:
1- Duyu merkezidir (Görme, tat alma, koklama, işitme, dokunma duyularının merkezidir. )
2- İstemli yapılan hareketlerin merkezidir. ( İskelet kasları tarafından gerçekleştirilen yüz, kol ve bacakların, parmakların hareketini yönetir. Hareket sinirleri omurilik soğanından geçerken çaprazlaşır. Bu nedenle beynin sağ tarafı vücudun solunu, beynin sol tarafı vücudun sağını kontrol eder.)
3- Hafıza (zekâ), öğrenme, konuşma, yazma, bilgi depolama ve saklama davranışlarını yönetir. Zekâ derecesi beynin maddesine, sinirlerin kalıtsal özellik ve gelişme derecelerine bağlı olarak değişir. Özetle zekâ, bütün beynin fonksiyonudur.
4- Sevinç, ağlama, üzüntü gibi ruhsal durumların merkezidir.
5- Beynin içindeki hipotalamus bölgesi şunlardan sorumludur:
• Vücut ısısını ayarlamak.
• Kan basıncını, kalp- damar sistemini, elektrolit dengesini (su- tuz- iyon vs.) düzenlemek.
• Enerji metabolizmasını, (karbonhidrat ve yağ metabolizmasını) metabolizma hızını düzenlemek.
• Hormonal denetim yapmak. ( gebelik ve üreme hormonlarını kontrol eder, hipofizi uyarır.)
• Strese karşı acil cevap vermek.
Beynin sol yarım küresi, konuşma, lisan öğrenme, sistematik, matematik işlemler gibi faaliyetleri gerçekleştirir. Sağ yarım küresi ise, resim yapma, yol haritası takip etme, soyut kavramları algılama gibi faaliyetleri yürütür. Bir yarım kürenin yaptığından, diğerinin haberdar olmasını nasırlı cisim sağlar.
Beyin, oksijensizliğe en duyarlı organımızdır. Beynin zedelenmesi veya beyin hücrelerinin ölümü halinde kişi ölmez; fakat bitkisel yaşama girer.
* BEYİNCİK:
Kafatasının arka kısmında, beynin altında bulunur. Beyin ile omurilik soğanı arasındadır. Yapı olarak beyne benzer; Dışı boz madde, içi ak maddeden yapılmıştır, iki yarım küreden oluşur, üzerinde koruyucu beyin zarları vardır. Fakat kıvrımlı değildir, incecik kırışıklıklarla kaplıdır.
Görev Ve İşlevleri:
1- Vücudun dengesini sağlar. (Kulaktaki yarım daire kanalları ile birlikte.) örneğin beyinciği zedelenen bir kuş dengesini kaybeder, yalpalar.
2- Kasların gerginliği ve kas faaliyetlerini düzenler. Göz kaslarının kontrolü de beyinciktedir.
3- Özellikle hızlı, karmaşık hareketler ile yürüme, yazma veya dikiş dikme gibi öğrenilmiş hareketlerin yönetilmesinde beyne yardımcı olur.
*OMURİLİK SOĞANI:
Beynin son kısmı ile omuriliğin başlangıcıdır. Dış görünüşü taze soğana benzer. Dışı ak madde, içi boz maddeden oluşur. Beyin ile omurilik arasındaki sinirsel iletimi sağlar. Vücut organlarından beyne, beyinden vücuda giden sinirlerin bir kısmı doğrudan geçer, bir kısmı buradan geçerken çaprazlaşır. Bu yüzden beynin sağ yarım küresi vücudun sol tarafını, beynin sol yarım küresi vücudun sağ tarafını kontrol eder.
Görev Ve İşlevleri:
1- Solunum, boşaltım, dolaşım gibi istemsiz çalışan sistemlerin çalışmasını düzenler.
2- İsteğimiz dışında gerçekleşen, iç organların hareketlerini yönetir.
3- Kalbin çalışmasını, kan damarlarının genişleyip, büzülmesini kontrol eder.
4-Kusma, öksürme, hapşırma, yutma, çiğneme, metabolizma gibi olayları düzenler.
5- İdrar torbasının çalışmasını kontrol eder.
Omurilik soğanı, özellikle dolaşım ve solunumu kontrol etmesiyle, hayat düğümü olarak adlandırılır. Omurilik soğanı çıkarılan bir insan ölür.
*OMURİLİK:
Omurilik soğanından başlayıp, omurga kanalı (omurga kemiklerinin üst üste dizilmesiyle oluşan kanal) içinden, kuyruk sokumuna kadar devam eden bir sinir demetidir. Omurga kanalı, omuriliği dış etkenlerden korur. Omuriliğin ön ve arka kısmında derin yarıklar bulunur. Ön ve arka kısımdan ikişer çift sinir çıkar, sonra birleşerek tek çift sinirler halinde vücuda yayılırlar. Omurilikten 31 çift karma sinir çıkar. Duyu sinirleri omurilikte çapraz yaparlar.
Omuriliğin dışı ak maddeden, içi boz maddeden oluşur. Boz maddenin ak madde içindeki görünümü kelebek şeklini andırır.
Görev Ve İşlevleri:
1- Beyin ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağlantıyı sağlar. Beynin gönderdiği emirleri kaslara ve iç salgı bezlerine götürür.
2- Refleks hareketlerinin merkezidir.
3- Sürekli yaptığımız hareketler, önce beynin denetiminde gerçekleşir. Bunlar iyice öğrenildikten sonra denetimi omurilik alır. Hata yapılınca beyin tekrar devreye girer. Örneğin, dans etme, spor yapma, örgü örme, araba kullanma gibi alışkanlık haline getirilmiş hareketler.
Refleks: Dış çevreden gelen bir uyarı etkisi ile vücudun ani olarak, istem dışı ve düşünmeden verdiği tepkidir. Refleks hareketler, mekanik, fiziksel, kimyasal veya ruhsal sebeplerle olabilir.
Mekanik ----->Ayağın gıdıklanması, diz kapağına vurma etkenleriyle oluşan refleksler gibi.
Fiziksel ----->Güneş ışığında göz bebeğinin küçülmesi gibi.
Kimyasal ----->Limon yalandığında tükürük sıvısının daha çok salgılanması gibi.
Ruhsal ----->Limon denildiğinde ağzın sulanması gibi.
İki tip refleks vardır:
1- Kalıtsal Refleksler: Doğuştan gelir, kişinin kalıtsal yapısında bulunur. Örnek: yeni doğan bebekte emme refleksi, diz kapağı refleksi, çok sıcak cisme dokununca elin çekilmesi, karanlıkta gözbebeğinin büyümesi.
2- Şartlı Refleks: Öğrenme yoluyla sonradan kazanılır. Bu tip refleksler önce beynin kontrolündedir. Sonra omuriliğe geçer. Örnek: Bisiklet sürmek, dans etmek, şarkı söylemek, limon görünce ağzın sulanması.
SİNİR SİSTEMİNİN ÇALIŞMASI:
Sinir merkezleri göz, deri gibi organlar vasıtasıyla dış ortamla ilişki kurmamızı sağlar. Duyu organları ile sinir merkezlerini birleştiren hücre veya hücre topluluklarına sinir denir. Sinir hücrelerine nöron adı verilir. Nöronlar farklılaşmış hücrelerdir.
Bir sinir hücresinin şekli yıldıza benzer. Gövdeden çıkan çek sayıdaki kısa uzantıya dendrit denir. Her sinir hücresinden bir tane de uzun uzantı çıkar. Buna da akson adı verilir. Bazı sinir hücrelerinde, aksonların üzeri miyelin kılıf denilen yapıyla örtülüdür. Miyelin kılıf sinirsel iletimin hızlı olmasını sağlar. Sinir hücrelerinin gövdelerinde çekirdek vardır ancak, sentrozomları olmadığından, bölünüp çoğalamazlar.
Sinir hücreleri duyu organlarından gelen uyartıları dendritle alır, aksonlar boyunca iletirler. Uyartıların taşınması elektriksel ve kimyasal olaylarla gerçekleşir. Akson ve dendritler arasında direk bağlantı yoktur, arada boşluk bulunur. Buna sinaps denir. Sinapslarda iletim kimyasal, aksonlarda iletim elektriksel yollarla olur. Alınan uyartıların sinir hücrelerinde oluşturduğu elektriksel ve kimyasal değişikliğe impuls denir. İmpuls oluşabilmesi için uyartının eşik şiddetinde olması gerekir.
Dinlenme anında aksonların dış kısmı pozitif, iç kısmı negatiftir. Uyartının taşınması sırasında, elektrik yükleri yer değiştirerek aksonlar boyunca iletilir. Elektrik yükleri aksonun ucuna ulaşınca buradan kimyasal bir hormon salgılanır.
Buna sinir hormonu denir ve uyartının ikinci sinir hücresine geçmesini sağlar.
İstemli hareket sinirleri ( iskelet kaslarına giden sinirler) miyelin kılıflı, istemsiz hareket sinirleri (otonom sinirleri) ise miyelin kılıfsızdır. .
Üç çeşit nöron vardır:
Duyu organlarının aldığı uyartıyı, merkezi sinir sistemine (beyin veya omuriliğe ) taşıyan sinirlere duyu nöronları denir. Duyu nöronları iç organlarımızdan gelen impulsları ( iletileri ) da beyne veya omuriliğe iletebilir.
Ara nöronlar ise, merkezi sinir sistemi içinde bulunan bilgi değerlendirme nöronlarıdır. Duyu ve motor nöronları arasında mesaj taşır.
Merkezi sinir sisteminden alınan bilgileri ve cevabı organlara taşıyan sinirlere motor (hareket) nöronları denir. Hareket nöronları bir kas veya bezde sonlanır.
Beyindeki sinirler karmadır.
* İstemli ve istemsiz ( refkeks ) hareketlerimizde yapılan sinirsel iletimin izlediği yollar birbirinden farklıdır:
*İstemli hareketlerimizde uzun iletim görülür:
*Refleks hareketlerimizde kısa iletim görülür:
Duyu cisimciği-----> Duyu nöronu ----->Ara nöron ----->Refleks Hareket
( omurilik emir verir)
|